- Anasayfa
- Soru Cevap
- Rönesans Osmanlıyı Nasıl Etkiledi Nedir
Sorunun resmini çek cevaplansın.
Sorunun resmini çek cevaplansın.
-
84 Rönesans Osmanlıyı Nasıl Etkiledi Nedir
"Rönesans Osmanlıyı Nasıl Etkiledi sorusunun yanıtı nedir?"
Henüz bu yazıyı takip eden yok.. -
99
En İyi
CevapRönesans olayı Osmanlıyı nasıl etkiledi:
Rönesans Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethettikten kısa bir süre sonra başlamıştır. O günlerde Anadolu’nun durumuna bakacak olursak son derece refah dolu bir ortam görürüz. Rönesans Avrupa’ da ilk başladığı zamanlar Osmanlı devletinde de pozitif bilimlere büyük önem veriliyordu. Hatta Fatih Sultan Mehmet pozitif bilimlerin en büyük destekçisiydi. 7 dil biliyordu.
Rönesans’ın başlamasında İslam dünyasının büyük katkısı olmuştur. Haçlı seferlerinde Avrupalılar İslam dünyasından çok şey öğrendiler. Kağıt, Pusula ,Barut. En önemlisi de dünyanın yuvarlak olduğunu öğrendiler.
Zamanla Osmanlı hem askeri hem bilimsel yönden gerilerken Avrupa bu konuda ilerlemeye başladı. Özellikle 17.yüzyılda bu belirgin bir biçimde ortaya çıkıverdi. Gelişen teknoloji dikkate alınmadı Anadolu’da. Böylece Osmanlı devleti geriledi.Osmanlı-Rönesans: "Yeniden doğuş" anlamına gelen Rönesans; eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı Antik döneme ait klasik eserlere dönülerek Avrupa'da, sanat ve fikirde yeniden gelişmelerin sağlanmasıdır. Hümanizm akımının öncüleri ise, Antik dönemde hümanist kültürün temellerini atan Sokrat, Eflatun ve Aristo'dur. Hümanist düşüncenin temellerini atan filozoflardan hiçbiri; bütün insanlara eşit olarak eğitim hakkını tanımamıştır. Hümanistler elit bir gruba eğitim hizmetini götürmeyi amaçlamışlar; orta ve aşağı sınıflara eğitim hizmetini götürmek istememişlerdir İnsanların eşit şekilde eğitim hakkına sahip olmasını ilk olarak savunan filozof İbn-î Sina'dır.
Rönesans'ın en karakteristik özelliği eski dünya görüşü yerine, ulusal bir görüşün ortaya çıkmasıdır. Böylece, ilimde esas olarak kabul edilen Latince, kendi yerini halk diline, halk edebiyatına terk etmiştir. Asırlar boyunca süren Augustinus felsefesi (Din felsefesi-Civita Dei) yerini doğanın insanlara sunduğu güçlerin, varlıkların varoluşunu kabullenmeye terk etmiştir... Bu durum dünyaya ait olayların dini olaylardan ayrılmasına yol açmıştır, devlet ile din işlerinin ayrı ayrı şeyler olduğu kabul edilmiştir. Böylece laik-teokratik devletlerin karakteristik özellikleri belirlenmiştir. Bunun sonunda da milli krallıklar kurulmuştur. Her millet kendi milliyetçiliğini algılar hale gelmiştir. Her şeyde bir kritik, irdeleme yer almaya başlar. Kritiklerin ortaya atılması, ilimde yeni metodların geliştirilmesini sağlamıştır. Aklın kabul etmediği şeyleri Rönesans kabul etmemiştir. Araştırma ve deneyimler esas alınmıştır.
Açıkça bilinmektedir ki, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra İstanbul'dan kaçan Bizans'lı bilim adamları Avrupa'da Rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında etkili olmuşlardır. Osmanlı imparatorluğu Avrupa'da gelişen bu yeni hareketi takip etmekte çok geç kalmıştır. Bu durum İslam dünyası ile Avrupa Hıristiyan dünyası arasında farklar doğurmuştur. Kültür ve uygarlık alanında oluşan farklar zamanla ve Osmanlı ve İslam dünyası aleyhine gelişmiştir16. Yüz yıldan itibaren Rönesans ve coğrafi keşiflerle gelişen Avrupa'ya karşı ekonomik ve askeri üstünlüğünü kaybeden Osmanlı İmparatorluğu yeni gelişmelere ayak uyduramamıştır ve bu yüzyıldan itibaren dengeler Avrupa devletleri lehine gelişmiştir. İbn-i Haldun, Kemal Paşazade, Katip Çelebi gibi alimler bu dönemde yetişmiştir. Ama ilmin devlet yönetimi üzerindeki etkileri yoğun olmamıştır. Yine bu dönemde Osmanlılarda yönetenlerle, yönetilenler arasında ikilikler başlamıştır. İmparatorluğun etnik yapısı ve özellikle yabancı devletlerin ekonomik ve kültürel baskılarıyla zayıflatılan Osmanlı, "Şark Meselesi" denilen siyasi felaketle içten ve dıştan parçalanmaya başlandı.
Türkler, Avrupa uygarlıklarıyla ilişkileri ilkçağlara kadar uzanır. Özellikle Anadolu'da devlet kuran Türklerin Avrupa ile ilişkileri Selçuklu çağından bu tarafa devam etmektedir. Türkler Avrupa'ya bir çok şeyler öğretmişlerdir. Ama Avrupa uygarlıkta üstünlüğünü, zayıflamasından yararlanarak Osmanlı'ya ve İslam dünyasına kabul ettirmiştir. III. Ahmed'in ve Nevşehirli damat İbrahim Paşa'nın yaptıkları reformlarla Lale Devri ancak on yıl dayanmış 1730 da son bulmuştur. Lale Devri (1718-1730), Osmanlı tarihinin kendi içindeki Rönesans'ı olmuş, bu dönemde sanatın hemen her dalında lale motifleri kullanılmıştır. Bu devirde yapılan reform programında amaç her şeyden önce askeri sahada Avrupa'nın teknik programından faydalanmak olmuştur.1726 da gelen matbaanın kurulmasına din adamaları ancak fetvayla izin vermişlerdir .Oysa ki matbaa Osmanlı'ya 16.yy da gelmiştir ve bazı eyaletlerde gayri müslimlerin İncil'i bastıkları bilinmektedir.(Bosna'da)III. Selim'in Nizam-ı Cedit ismiyle başlattığı yenilik hareketleri de başarısız olmuştur. Tanzimat fermanı ile kısmen Avrupa uygarlığına biraz olsun kapılar açılmıştır. Ancak halk geniş oranda tanzimatı kabullenmemiş bu yenilikler belirli kesimlerde kalmıştır...1856 Islahat fermanı ise, Tanzimat reformlarının uygulanmasını zorlaştırmıştır. Osmanlı öyle bir imparatorluktur ki bir yönden Rönesans kültürüne bulaşır, diğer tarafta göçebe zirai bir toplulukta halk yaşantısını sürdürmektedir. Bir tarafta eski halk oyunları, Türk klasik musikisi cambazlar, panayırlar sürerken, bir yanda da klasik batı müziğinden parçalar çalındığı, hatta operalar, operetler temsil edildiği bilinmektedir. Bosna-Hersek, Rumeli (Bulgaristan, Sırbistan, Eflak-Boğdan, Girit) ayaklanmaları, özellikle Hicaz, Yemen, Cidde, Şam, Beyrut isyanları hep bundan sonra giderek artmıştır. Uyumu meşrutiyette arayan Yeni Osmanlılar' da başarılı olamamıştır.23 Aralık 1876 anayasası da Osmanlı birlik ve beraberliğini temin edemedi. 126 mebusun bir kısmı tamamen Hıristiyan idi. Bunlar halka, özellikle Müslüman Türkler' in menfaatleri için çalışmadılar. Birçok büyük makamlar daha Abdülmecit, Abdülaziz zamanında, gayri müslimlerin elinde kalmıştır. Osmanlı Dışişlerinde birçok azınlıklar, Kara Todoriler, Aleko Paşa, Hırıstoviç, Balkan Harbi sırasında Norodongian Efendiler önemli görevlerde bulundular.( Daha sonra Norodongian Efendi Lozan antlaşmaları görüşmelerinde Ermenileri savunmuştur.)Garplılık-Şarklılık meseleleri Osmanlı'nın son dönemlerinde çok önemli olmuştur. Hiç bir Avrupalı yıkmak için uğraştıkları koca imparatorluktan, Türk milletinin yeni bir devlet kuracağına inanmamıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı, ömrünü tamamlamış bir imparatorluğun yıkıntılarından çağdaş bir devletin ortaya çıkarılması çabasıdır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla bu çabalar sonuç verir.
Rönesans yıllarında Avrupalılar ele gelir neleri varsa bunları Müslümanlardan aldıklarını biliyorlardı ve Müslümanlar karşısında içine düştükleri aşağılık kompleksinden kurtulabilmek için üstün oldukları imajını yaratmışlar ve Antik Yunanlıların insanlık tarihinde eşsiz bir mucize gerçekleştirdikleri tezine sarılmışlardır... Rönesans uzmanlarından Peter Burke, Rönesans'ın Latin ve Yunan kaynaklarına, yani binlerce yıl öncesine bir "geri dönüş" hareketi olduğu noktasına dikkat çeker. Yani Rönesans aydınları, aslında ilerici değil, gericidir. Rönesans terimi, çok ciddiye alınmış ve sanki tarihte böyle bağımsız bir dönem yaşanmış gibi gösterilmiştir. Tarihçi Hodgson'a göre; "Modern dünya ile Batı, aynı şeyler değildir. Modernlik, Afrika, Asya ve Avrupa'nın beraberce inşa ettikleri bir oluşumdu. Yüzyıllar süren bu hazırlık döneminden kârlı çıkan bölge, fırsatları değerlendirmeyi bilen ve bir katalizör rolü oynayan Avrupa oldu".
Soru Tarat -
1 3 yıl önceRönesans’ın Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
- Rönesans’la birlikte Avrupa’da bilim alanında deney ve gözleme dayalı pozitif düşünce yayılmıştır. Bunun sonucunda da skolâstik düşünce zayıflamıştır.
- Osmanlı Devleti Avrupa’daki yeni gelişmeleri takip edemediği için bilimsel, teknik ve ekonomik alanlarda Avrupa’nın gerisinde kalmıştır.
Sorunu tara hemen cevaplansın.
Kitaptan sorunu tara cevaplansın.
- Rönesans
- Reform
- Osmanlıda Askeri Teşkilat
- Osmanlıda Eğitim Ve Öğretim
- Avusturya Ve İstanbul Antlaşması (1535)
- Rönesans Ve Reform
- Osmanlılarda ordu teşkilatı
- Rönesans Resim Sanatı
- Rönesans Döneminde Ortaya Çıkan Felsefi Akımlar
- Rönesans Felsefesi
- Rönesansın Nedenleri
- Rönesansın Sonuçları
- Ortaçağ İle Rönesans Felsefesinin Karşılaştırılması
- Osmanlıda Özel Mahkemeler
- Osmanlıda Halk Hangi Sınıflara Ayrılmıştır
- Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi
- Osmanlı Kültür Ve Medeniyeti
- Osmanlı Devletinde Ordunun Asker İhtiyacı Nasıl Karşılanırdı
- 17. YY. Felsefesi ile Rönesans Felsefesi Karşılaştırması
- Osmanlılar Dönemi Türk Sanatı
- Osmanlı Devleti
- Rönesans Tiyatrosu
- Rönesans ile Tanzimat Hareketinin Benzer Yönleri
- Mehterhane
- Rönesans ile Tanzimat Hareketinin Farklılıkları
- Osmanlı Reformu
- Resim Sanatında Klasizm
- Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi
- Resim Sanatında Barok Dönemi
- Osmanlının Dağılması